top of page

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘’Nerede Bir Soydaşımız Varsa, Meselesi Bizim Meselemizdir’’


 



Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Adriyatik'ten Asya bozkırlarına nerede bir soydaşımız varsa meselesi bizim meselemizdir. Kafkasya'dan Afrika'ya nerede bir kardeşimiz varsa derdi bizim derdimizdir’’ dedi.

‘’Silahlı Kuvvetlerimiz, Sorumluluk Aldığı Her Yerde Görevini Alnının Akıyla Yerine Getiriyor.’’

Hayata geçirdikleri reformlarla TSK'ya yük, ayak bağı, gereksiz tartışmalara konu olan sıkıntılı durumlara son verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeni eğitim ve öğretim sistemimizle, millî iradenin üstünlüğü ilkesine bağlı, sadece millete hizmet eden, sadece devletinden ve onun meşru yöneticilerinden emir alan bir Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sahip olduk. Atılan tüm bu adımların, bırakın zayıflatmayı, ordumuzun gücüne nasıl güç kattığını sahada elde edilen başarılarda görüyoruz. Suriye'den Kuzey Irak'a, Libya'dan Somali'ye kadar Silahlı Kuvvetlerimiz, sorumluluk aldığı her yerde görevini alnının akıyla yerine getiriyor. Üniversitemizi karalamaya yönelik artan algı operasyonlarının arkasında ordumuzun asli vazifesine odaklanmadaki işte bu başarısı bulunuyor’’ dedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve MSÜ'nün başarı grafiği yükseldikçe eski Türkiye artıklarının hazımsızlığının da arttığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkındayız. Allah'ın izniyle buna fırsat vermeyeceğiz. FETÖ'cü hainleri ve vesayet heveslilerini başarılarımızla rahatsız etmeyi sürdüreceğiz" dedi.

‘’Her Türk Asker Doğar.’’

Türk milletini diğer toplumlardan ayıran bazı muazzam vasıflar olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi;

‘’Bunların en başında adeta bizimle özdeşleşmiş olan ordu-millet bulunur. Tarihimiz boyunca devlet komutan, millet de asker olmuştur. Her Türk asker doğar. Bu söz milletimizin bu topraklarda yürüttüğü varlık yokluk mücadelesiyle eşleşmiştir. Nesilden nesile aktarılan askerlik milletimiz için bir meslekten ziyade din için, vatan için, devlet ve bayrak için namus borcu olarak görülmüştür. 2 bin 233 yılı aşkın köklü bir maziye sahip Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kodlarında hep bu anlayış hâkimdir. Bugün de milletimizin ta kendisi olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, ülkemizin bağımsızlığının, vatanımızın bölünmez bütünlüğünün, millî birlik ve beraberliğimizin güvencesidir. Ordumuz ayrıca bir şeref payesi olarak onurla taşıdığı ay yıldızlı bayrakla dünyanın dört bir yanındaki mazlumlar için de bir umut kaynağıdır."

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki programda yurt dışında Türk bayrağını gururla dalgalandıran kahraman askerlerle kucaklaşacaklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘’Burada şu hususu özellikle vurgulamak arzusundayım; Türkiye, coğrafya olarak bir köprü, kültürel anlamda bir merkez, ekonomik açıdan bir geçiş bölgesidir. Böyle bir coğrafyada özgür, başı dik ve bağımsız bir şekilde yaşamak öyle herhangi babayiğidin harcı değildir. En basit bir zafiyet göstergesi bile milletimizi çok büyük tehditlerle karşı karşıya bırakabilir. Eğer bugün Gabar'da bu teröristleri gömdüysek Tendürek'te bu teröristleri gömdüysek Bestler Deresi'nde bu teröristleri gömdüysek bundan sonra da aynı kararlılıkla aynı imanla gömmeye devam edeceğiz. Anadolu'yu vatan yapmak kadar ebedî vatanımız olarak muhafaza etmek de zordur. Burası rehaveti kaldırmaz, burası zayıflığı kaldırmaz, burası tembelliği, ataleti, boş vermişliği kaldırmaz. Burası neme lazımcılığı asla ve asla kaldırmaz’’ dedi.

‘’Nerede Bir Soydaşımız Varsa Meselesi Bizim Meselemizdir.’’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki ve gönül coğrafyalarındaki hadiselere kulaklarını tıkarlarsa kendilerini kandırmış olacaklarını ifade ederek şöyle konuştu:

"Adriyatik'ten Asya bozkırlarına nerede bir soydaşımız varsa meselesi bizim meselemizdir. Kafkasya'dan Afrika'ya nerede bir kardeşimiz varsa derdi bizim derdimizdir. İki devlet tek millet şiarıyla hareket ettiğimiz can Azerbaycan ile nasıl birsek, berabersek Türk cumhuriyetlerindeki tüm kardeşlerimizle kalplerimiz aynı atmaktadır. Ecdadın dört asır boyunca barış, huzur ve esenlik içinde yönettiği Kudüs'e biz sırtımızı nasıl dönebiliriz? Gazi Mustafa Kemal'in düşman postalı değdirmemek için mücadele ettiği Filistin topraklarına biz gözlerimizi nasıl kapatabiliriz? İsrail'in 11 aydır soykırım uyguladığı Filistinli kardeşlerimizin feryatlarına kulaklarımızı nasıl tıkarız? İstanbul'la Kudüs-ü Şerif'i kim ayırabilir? Gazze'yi Gaziantep'ten kim kopartabilir? Daha bir asır önce Çanakkale'de yan yana mücadele ettiğimiz, yan yana şehit olduğumuz kardeşlerimizle aramıza kim duvar örebilir?"

"Bize ne Filistin'den, Gazze'den? Kudüs'ten bize ne?" diyen kişinin, bu milletin tarihini bilmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Soruyorum, Gazi niçin Bingazi'deydi? Bingazi'ye niye gitmişti? Niye orada mücadele etmişti? İşte hepsi bu vatan aşkıyla devam eden bir ruhun, bir heyecanın adımıydı. Her kim Türkiye'nin ufkunu 782 bin kilometrekareye hapsetmeye çalışıyorsa gafil değilse bu toprakların yabancısıdır" dedi.

bottom of page