Eurovision ve Uygar Dünya Yutturmacası...
- Ajans BK
- 12 May 2024
- 2 dakikada okunur
Ercan Gürses

Çocukluğumdan beri Eurovision şarkı yarışmalarını takip ederim.
Politik olduğu öne sürülen tavırları.
Ülkelerin yakınlık düzeylerine göre oy tercihlerini.
Halk oylaması "televote"un devreye girmesiyle, bazı ülkelerin, bu arada Türkiye'nin avantaj kazanmasını...
Ülkelerin melodileriyle ve şovlarıyla verdikleri ince politik mesajları.
Ve yeni dünya düzenine monte edilmeye çalışılan...
LGBT saplantısını...
Hatta ve hatta.
Son bir kaç yarışmada.
Bunun adeta gözlere sokulmasını...
"İyi ki Türkiye bu ortamda yer almıyor" dememin tek gerekçesi de bu....
Neyse.
Zaten meselemiz bu değil.
Son yarışmada yaşananları yorumlamak için bir giriş yapmam gerekiyordu...
Uzun bir girizgah oldu farkındayım.
Ama bu giriş anlatacaklarımla bağlantılı...
Bence Cumartesi günkü yarışma...
Son zamanların en politik Eurovision'u oldu...
Dünyanın gözü önünde sürdürülen soykırımı.
Siyonist dünyanın esiri olan batı kurumları adeta görmezden gelirken...
Yeni dünya düzeninin adil ve demokratik olduğu öne sürülen organizasyonları.
Ahlaken bir bir çökerken...
Ahlaksız devletlerini kınayan toplumlar ayağa kalkarken...
Bir yandan da...
Zaten o düzenin iyice bir parçası haline getirilen Eurovision'un...
En zor organizasyonunu yapacağı belliydi...
Malmö'deki salonun önündeki on binler katil İsrail'i protesto ederken...
Sanatçılar, imalı veya açık şekilde İsrail'in bu yarışmada bulunmasından rahatsızlığını ilan ederken...
Eurovision'un en üst yöneticisi Osterdahl, İsrail'in yarışmadaki varlığı nedeniyle, salonda protesto edilirken...
Üstelik bu durumu ekranda bile saklayamazken...
İsrail'in parçası...
Ve İsrail'in oylama jürisinin sesi salondaki uğultuyla bastırılırken...
Spiker her İsrail'den bahsettiğinde ortam değişirken...
Tüm vicdani insanlık unsurları tepkisini ortaya koyarken...
Bu çökmüş kurumların tepesindekilerin...
Bir talimat vererek.
Yayın sesini elektronik yöntemlerle değiştirmeye kalkması...
Rejide sürekli İsrail bayraklarını seçtirmesi...
Filistin bayrak ve simgelerini salonda yasaklatması bile...
Vicdanlı dünyanın gözünde bir "hiç" mertebesinde...
Bu yaşananlar gösteriyor ki.
İkinci dünya savaşı sonrası kurdukları.
Sözde insan haklarına dayanan sistemi...
Bizzat kendi elleriyle yıktılar...
Ve şimdi onu balçıkla sıvayarak.
Üst değerler diye paketleyip...
İnsanlığa yutturmaya çalışıyorlar...
Ancak...
Geçmişte yapamadılar...
Bilgi çağında hiç yapamayacaklar...
Unutmayalım.
Gazze'deki masumları öldürseler de...
Dillerdeki kilit açıldı artık...
Vicdanlı ellerle kendilerine "yeter" diyenleri, "anti-semitik" diye durduramıyorlar...
Refah'ta kazanacakları olası pirüs zaferi ise...
Dünyada akan suları mecrasından çeviremeyecek...
İnanmayanlar...
Youtube'a girsin.
Eurovision'da yaşananları bir kez daha izlesin...
Ercan Gürses, Harb-i Strateji, 12 Mayıs 2024
Comments