Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, terör örgütünün sözde liderlerinin geri bölgelere kaçtığını ve çöküş içerisindeki terör örgütü için kaçınılmaz sonun her geçen gün yaklaştığını söyledi.
Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Bakanlık’ta TSK Komuta Kademesi, Bakan Yardımcıları ve birlik komutanlarının katıldığı video telekonferans toplantısı gerçekleştirdi. Terörle mücadele başta olmak üzere devam eden faaliyetlere ilişkin bilgi alan Güler, talimatlar verdi.
TSK, Üstlendiği Tüm Görevleri Başarıyla Yerine Getiriyor.
Yakın coğrafyamız olmak üzere tüm dünyada artan asimetrik risk ve tehditlerin güvenlik, barış, istikrar ve refahı tehdit ettiğini ifade eden Güler, ‘’Bu durum savunma ve güvenlik konusunu öncelikli hale getirmektedir. Böylesine hassas bir dönemde asil milletimizin göz bebeği Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kahraman ve fedakâr personeli, ülkemizin hak ve menfaatlerinin korunması için yoğun bir gayret ve özveriyle üstlendikleri tüm görevleri başarıyla yerine getirmektedir. Bu kapsamda sürate, özgünlüğe ve tempoya dayalı icra edilen operasyonlarımız Kurban Bayramı tatili boyunca da kesintisiz sürdürülmüştür’’ dedi.
Terör Örgütünün Sözde Liderleri Geri Bölgelere Kaçtı.
Güler, ‘’Terör örgütü üzerinde oluşturduğumuz yoğun baskı sayesinde son zamanlarda terör örgütüne katılımların neredeyse sıfıra indiğini ve teslim olan terörist sayısının da giderek arttığını görmekteyiz. Örgütün sözde liderlerinin ise operasyon bölgelerinden çeşitli bahanelerle ayrılarak, kendilerince daha emniyetli olduğunu düşündüğü geri bölgelere kaçtıklarını da bilmekteyiz. Terör örgütü mensupları nereye kaçarlarsa kaçsınlar, Mehmetçiğin çelik pençesi altında ezilmekten kurtulamayacak, terörle mücadelemiz tereddütsüz sürdürülecektir’’ şeklinde konuştu.
Çöküş İçerisindeki Terör Örgütü İçin Kaçınılmaz Son Her Geçen Gün Yaklaşmaktadır.
Terör örgütünün Suriye’nin kuzeyinde yapay terör devleti kurma çabasının bir aşaması olarak gördükleri sözde özerk yönetim ve yerel seçim faaliyetlerini kesinlikle reddettiklerini vurgulayan Güler, ‘’Suriye’yi parçalamaya ve halkının iradesini tutsak etmeye yönelik bu çabalar nafile girişimlerdir. Zira Güney sınırlarımızın hemen ötesinde bölücü örgütün bir ‘terör koridoru’ kurmasına asla müsaade etmeyeceğiz.Hatırlatmak isterim ki ülkemiz; meşru müdafaa kapsamında icra ettiği harekâtlar ile amaçlanan terör koridorunu engellemiş, Suriye ve Irak’ın toprak bütünlükleri ve egemenliklerinin korunmasına katkı sağlamış ve bu çerçevedeki saygılı duruşunu da sürdürmektedir’’ dedi.
Orman Yangınlarının Söndürülmesi İçin Gerekli Desteği Veriyoruz.
Terörle mücadelemizin yanında millî servetimiz olan ormanlarımızın korunması kapsamında, hava araçlarımız ve fedakâr personelimiz ile artan orman yangınlarının söndürülmesine yönelik gerekli desteği verdiklerini belirten Güler, ‘’Bu kapsamda 6 ayrı yerde meydana gelen orman yangınlarında; 14 Helikopterimiz, 5 yangın söndürme aracımız ile toplamda 499 sorti ile 962 ton su kullanılarak yangının söndürülmesine katkıda bulunulmuştur’’ dedi.
Güler, ‘’Tüm bu faaliyetlerimizle birlikte stratejik ve çok boyutlu politikamızın bir yansıması olarak dost ve müttefiklerimizle ikili ilişkilerimizi geliştirmeye büyük önem veriyoruz. Bu doğrultuda 26-27 Haziran 2024 tarihlerinde kardeş ve dost ülke Türkmenistan ve Özbekistan’a verimli ziyaretler gerçekleştirdik. Aynı şekilde önümüzdeki aylarda Orta Asya’daki diğer kardeş ülkeleri de ziyaret etmeyi planlamış bulunuyoruz. Müşterek dil, tarih ve kültürü paylaştığımız kardeş ülkelerin istikrar, refah ve toplumsal huzuruna önem veriyoruz. Bu ülkelerle askerî ve savunma sanayii alanındaki iş birliğimizi güçlendirmeye yönelik gayretlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz’’ dedi.
İki Devletli Çözüme Yönelik Duruşumuz Sürecek
Tüm bu yoğun faaliyet akışı içerisinde kahraman Mehmetçiğimizin, Türkiye’nin hak ve menfaatleri ile asil milletimizin huzur ve güvenliği için kendisine verilen her türlü görevi yerine getirmeye azim ve kararlılığı içerisindeolduğunu ifade eden Güler, ‘’Öte yandan Kıbrıs Türkü’ne uzanan eli durdurduğumuz Kıbrıs Barış Harekâtının 50’nci yıl dönümünü 20 Temmuz’da kutlayacağız. Garantör ülke olarak uluslararası hukuk çerçevesinde icra ettiğimiz bu harekâtın ne kadar haklı ve gerekli olduğu, oluşan ve günümüze değin süren güvenlik ortamından anlaşılmaktadır. Ada’da iki devletli çözüme yönelik duruşumuz ve soydaşlarımıza verdiğimiz destek sürecektir’’ dedi.