SCRC: "Batı ile Batı Dışı Arasında Türkiye
- Ajans BK
- 16 Haz 2024
- 2 dakikada okunur
"Son yıllarda Türkiye'nin uluslararası etkisi giderek daha belirgin hale geldi. Küresel gerilimler arttıkça hem Batılı hem de Batılı olmayan ülkeler Ankara'ya daha çok ihtiyaç duyuyor."
Güney Kafkasya Araştırma Merkezi'nin (SCRC) analizinden:
"Türkiye, benzersiz jeopolitik konumu ve giderek artan uluslararası ağırlığıyla, farklı taraflar arasında ortak zemin oluşturabilen az sayıda ülke arasında yer alıyor."
SCRC'nin Türkiye ile ilgili analizi şu şekilde:
Batı-Türk İlişkileri
Ukrayna'da aktif askeri operasyonların başlamasından bu yana Batı, Türkiye'nin çıkarlarını artık göz ardı edemez. Özellikle ABD ve AB, Ankara'nın NATO'nun genişlemesine ilişkin belirlediği bazı şartları kabul etmek zorunda kaldı. Beyaz Saray için, başkanlık seçimleri öncesindeki hassas dönemde ve iç meselelere odaklanıldığı bir dönemde, Türkiye'nin sahada desteğinin sağlanması hayati önem taşıyor. ABD ile Türkiye arasında son dönemde Türkiye'nin ilgi duyduğu bölgelerdeki koordinasyon, askeri teknoloji ve silah üretiminde Türk şirketleriyle artan işbirliği ve F-16'lara ilişkin anlaşmanın imzalanması, Washington'un müttefikine artan ihtiyacının altını çiziyor.
AB ülkeleri arasında Fransa, Türkiye'nin artan nüfuzunu kabullenmekte isteksiz olsa da, komşuları İspanya ve İtalya mevcut gerçeklere daha doğru tepkiler veriyor. Ortadoğu'da yaşanan gerilimin ardından İspanya'nın Filistin meselesine ilişkin tutumu Ankara'nın tutumuyla örtüşüyor. İspanya, Filistin devletini tanıdı ve Uluslararası Adalet Divanı'nda Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı davaya katılma niyetini açıkladı.
Türkiye'nin ana ticaret ortaklarından İtalya'ya gelince, Başbakan Meloni, Erdoğan'ı “farklı yaklaşımları dile getirmek” üzere G7 Zirvesi'ne davet etti. Akdeniz ve Kuzey Afrika'daki ortak çıkarlar, göç kontrolü ve enerji güvenliği iki ülkenin liderlerini yakınlaştırıyor.
"Türkiye'nin Asya Öncelikleri"
Türkiye, Batılı bağlarının yanı sıra, başta Asya ülkeleri olmak üzere Batılı olmayan ülkelerle de ilişkilerini genişletme çabasındadır. Şanghay İşbirliği Örgütü'nde (ŞİÖ) gözlemci statüsüne sahip olan Türkiye, tam üyeliğe ilgi duyduğunu ifade etti. Ankara aynı zamanda BRICS grubuna kalıcı katılım da istiyor. Ancak Türkiye'nin Çin ve Rusya'nın hakim olduğu platformlara ilgisi Batı'da karışık tepkilerle karşılanıyor.
Ankara, ŞİÖ'yü NATO'nun alternatifi veya BRICS'i AB'nin alternatifi olarak görmediğini açıklıyor. Ancak müttefiklerinin güvenlik kaygılarını göz ardı etmesi ve AB üyelik müzakerelerindeki çıkmazın kendisini başka platformları keşfetmeye ittiğini öne sürüyor.
Türkiye aynı zamanda Türk Keneşi (Türk Devletleri Teşkilatı) çerçevesinde Asya ülkeleriyle de işbirliği yapmaktadır. Bu organizasyon kapsamında Ankara'nın ana gündem konularından biri, Türkiye'nin önemli bir geçiş merkezi olarak önemini artırmayı amaçlayan Orta Koridor'un geliştirilmesidir.
"Çözüm"
Türkiye, askeri-endüstriyel kompleksinin gelişmesiyle birlikte güvenlik tüketicisinden güvenlik sağlayıcısına dönüştü. Bu değişim dış politikasına da yansıyor. Örneğin, Ukrayna ihtilafında Kiev'e önemli askeri-teknik destek sunmasına rağmen, Türkiye'nin Rusya ile ikili ilişkilerini geliştirme çabaları ve taraflar arasındaki başarılı arabuluculuk çabaları bundan etkilenmedi. 360 derece diplomasi yaklaşımını benimseyen Modern Türkiye, hem Batılı hem de Batılı olmayan kamplarla karşılıklı yarara dayalı ilişkiler kurmaya çalışmaktadır.
Türkiye'nin ŞİÖ ve BRICS'e olan ilgisi Batı'dan uzaklaşma olarak görülmemelidir. Ülkenin liderliği, mevcut siyasi ve ekonomik zorlukların üstesinden gelmek için küresel bir ilişkiler ağı geliştirmeyi amaçlıyor. Ankara, Asya'nın büyüyen ekonomik fırsatlarından maksimum faydayı sağlamayı hedefliyor.
Türkiye artık BM ve Dünya Ticaret Örgütü gibi geleneksel küresel kurumların çağ dışı olduğunu düşünüyor. Ankara, küresel ekonomide G7'yi geride bırakan baskın bir güç haline gelen BRICS gibi gelecek vaat eden formatlara katılımı daha avantajlı görüyor.
Комментарии