top of page

TDT'de Yoğun Diplomasi Trafiği

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyesi ülkeler, yılın ikinci yarısında yoğun bir diplomasi trafiğiyle safları sıklaştıracak.

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) devlet başkanları, birbirleriyle görüşme ve bölgesel gelişmeleri değerlendirmek için ilk fırsatı Kazakistan'ın ev sahipliğinde 2-4 Temmuz tarihlerinde gerçekleşecek olan Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) toplantısında bulacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan Devlet Başkanı Sadır Caparov, Kazakistan Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev, Özbekistan Devlet Başkanı Şevket Mirziyoyev, Tacikistan Devlet Başkanı İmamali Rahman toplantı aralarında birbirleriyle bir araya gelme fırsatı bulacaklar. Ayrıca, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari ve İran ile de belirli konularla ilgili temaslar gerçekleştirilebilecek.


Liderler daha sonra Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ev sahipliği'nde 5-6 Temmuz'da Şuşa'da gerçekleşecek 'Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Gayri Resmi Zirvesi'nde buluşacaklar ve gündeme dair gelişmeleri değerlendirebilecekler. Bu görüşmelerde TDT gözlemci üyesi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) resmen üyeliğe katılımı ve diplomatik ilişkilerin artırılmasına yönelik önemli adımların da atılması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu görüşmelerde tüm liderleri 15 Temmuz'da KKTC Barış Harekatı 50. Yıldönümü kutlamaları ile hain darbe planının anma törenlerine de davet etmesi bekleniyor.

TDT üyesi ülke liderleri 25-27 Ekim'de ise Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te 'Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi'nde buluşacaklar. Bu toplantıda özellikle ekonomik işbirlikleri, 'Orta Koridor', ortak savunma gibi konular açısından büyük önem taşıyacak.


Türk Dünyası liderlerinin yıl içerisindeki bir diğer buluşması da 12-15 Kasım'da Azerbaycan'ın ev sahipliğinde gerçekleşecek olan 'BM Dünya Liderleri İklim Zirvesi (COP 29)' organizasyonuna katılım olacak.


TDT, Orta Asya ve Kafkasya bölgesindeki konumuyla Asya-Avrupa merkezli dünyanın denge merkezi olma çalışmalarını kararlı bir şekilde yürütüyor.


'NUMAN KURTULMUŞ ZAMANLAMA VURGUSU YAPMIŞTI'

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı (TBMM) Numan Kurtulmuş, TDT Teşkilatı üyesi devletlerin Parlamento başkanları (TURKPA) toplantısında yaptığı konuşmada tarihin Türk Devletleri'ne büyük bir imkan sunduğunu hatırlatarak bölgesel güç olarak konumlanma yolunda önemli bir fırsat yakalandığını kaydetmişti. Kurtulmuş, "Şimdi karşımızda çok kutuplu yeni bir dünya sisteminin kurulmasının başlangıcı var. Burada da dünyanın en önemli bir bölgesi içinde bulunan büyük imkanları ve fırsatları olan #TürkDünyası'na tarih altın tepsi içinde fevkalade önemli bir imkanı bahsetmiştir. Özbekistan ve Kazakistan'dan başlayarak Kafkaslardan Anadolu'ya ve Balkanlara oradan da Macaristan'dan Avrupa'ya kadar nüfusu 300 milyona kadar varan bir Türk Dünyası artık ayağa kalkmış, şaha kalkmıştır. Genç nüfusu, dinamik nüfusuyla, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının fevkalade olması ile dünyanın en jeostratejik bölgesinde olması dolayısıyla göz kamaştıran bir güce sahiptir. Yeter ki bu güçten layıkıyla istifade etmesini bilelim, imkanları ortaya koyalım. Ayrıca Türk Dünyası, hemen kendi komşu bölgelerindeki istikrarsızlık, çatışma ve güç mücadelesine karşı daha istikrarlı olması dolayısıyla da avantajlıdır. Her türlü imkana ve fırsata sahip olan bir Türk Dünyası bulunmaktadır. Bir de işin güzel tarafı imkan fırsat bazen olur ama siyasi irade olmaz. Şimdi burada hepiniz siyasi iradenin temsilcisisiniz. Çok şükür, bugün Türk devletleri arasında siyasi irade de birlik ve beraberlik açısından son derece olgunlaşmıştır. İmkan ve irade artık vardır. Şimdi bunu sonuçlandırmak için bütün gücümüzle mücadele etmeliyiz. Turkuaz Yay adını verdiğimiz bu coğrafya da Türk Dünyası geleceğin güç denklemleri arasında en önemli unsurlardan birisi olacaktır. Dünyanın Doğu-Batı, Kuzey-Güney dengesindeki, tüm kırılma faylarının ortasındaki Türk Dünyası, Allah’ın izniyle elindeki fırsatları değerlendirmesiyle yoluna çok daha güçlü devam edecek. Türk Dünyası’nın güçlenmesi kimseyi endişelendirmesin. Çünkü Türk Dünyası’nın güçlenmesi Dünya Barışı’nın sağlanmasına katkı ve imkandır. Bu barışı sağlayacak önemli etkenlerden birisidir. Şimdi bizim üzerimize düşen, dilde, fikirde ve işte birliği sağlayacak her türlü mekanizmayı birleştirip Turkuaz Yayı’ndaki 300 milyonu dostlarıyla birleştirip hakkani bir dünya için mücadele etmektir. Bu anlamda parlamenter diplomasi anlamında TÜRKPA’ya büyük görev düşmektedir. Özetle dili bir, kültürü bir, dini bir, tarihi bir, ananesi bir bu kadar büyük bir topluluğun, yani gövdesi fevkalade çok güçlü, kökü fevkalade çok yaygın, dalları da semaya doğru yükselmiş olan Türk Dünyası’nın dünyanın geleceğinde önemli bir yeri vardır. Ve bu yeri almak için de hepimize büyük görev düşüyor" demişti.

bottom of page