top of page

Kosova Online, Türkiye'nin Bosna ve Arnavutluk İlişkilerini Sorguluyor


Sırbistan merkezli Kosova Online Sitesi'nde yer alan yorumda, 'Ankara'nın Arnavutlarla Artan Askeri İşbirliği: Türkiye'nin Balkanlar'daki Planı Nedir?' sorgulaması yapıldı.


ree

Sırp kökenli Milos Garic imzalı makalede, ""Türkiye, gücünü Libya, Katar ve binlerce askerin bulunduğu Somali'de olduğu gibi Balkanlar'a da yansıtıyor. Arnavutlar ve Boşnaklarla yakın ilişkiler içindeler" yorumu yapılıyor.


Kosova Online'da yer alan makalede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Albin Kurti ile yaptığı görüşmeden sonra Ankara'nın Kosova'ya her alanda destek vermeye devam edeceğini duyurduğu hatırlatılırken, "Analistler, toplantıdan çıkacak olası mesajlardan birinin, Erdoğan'ın Belgrad ile Priştine arasındaki diyalogda arabuluculuğu Batılı ülkelerden devralma girişimi olabileceğini öne sürüyorlar. Bilgili çevreler uzun süredir Erdoğan'ın Osmanlı Türkiye'sinin Balkanlar'daki eski nüfuzunu yeniden canlandırma tutkusunu tartışıyor ve son yıllarda koşullar olumlu oldu. NATO üyesi olarak Türkiye şu anda bu bölgede çok boyutlu bir rol oynuyor: KFOR güçlerinin komutasını elinde tutuyor, Kosova'da Sultan Murad askeri üssünü kurmuş, stratejik olarak Türk askeri tatbikatlarına katılan Arnavutluk'a güveniyor ve askeriyeye sahip. Karadağ ve Bosna-Hersek ile işbirliği anlaşmalarının yanı sıra helikopter pilotlarının eğitimi de dahil olmak üzere KSF'nin silahlandırılması ve eğitimi. Arnavutluk'un, iki ülke arasında imzalanan ve Stratejik İşbirliği Yüksek Konseyi'ni kurarak işbirliğini en üst düzeye çıkaran ikili anlaşma yoluyla Balkanlar'daki Türk nüfuzunun ana desteği olduğunu vurgulamak gerekir. İyi bilgilendirilmiş güvenlik politikası uzmanlarına göre, Kosova Güvenlik Güçleri (KSF) ile Arnavutluk Silahlı Kuvvetleri arasında Biza üssünde yakın zamanda yapılan ortak tatbikat, aslında Türk nüfuzunun Balkanlar'da Sırbistan'a yönelik saldırgan bir şekilde nüfuz ettiğini gösteriyor" iddiasında bulundu.


"Yumuşak Güçten Sert Güce"

Sırp Yazar, Türkiye ile Kosova arasındaki ilişkilerden duyduğu rahatsızlıkları kelime aralarına sıkıştırırken, "2018 yılında yasayı değiştirdikten sonra Kosova'daki Arnavut yetkililer silah ve askeri teçhizat alımlarını yoğunlaştırmış, ciddi alımlarda Batılı ülkeler değil Türkiye bu süreçte kilit rol oynamıştı. Ankara, diğer ekipmanların yanı sıra 120 mm kalibreli kundağı motorlu havanların yanı sıra oldukça yetenekli ve güçlü Bayraktar insansız hava araçları sağlayarak KSF'nin yeteneklerini geliştirmek istiyor. Tüm bu gelişmeler Türkiye'nin Balkanlar'daki planları hakkında bize neler söylüyor ve bu durum Belgrad ile Ankara'nın gelecekteki ilişkilerini nasıl etkileyecek?" cümlelerini kullandı.


Yazısında yine bir Sırp siyasi-yorumcu Ivan Miletiç'e ait değerlendirmelere yer veren Kosova Online Yazarı, Miletiç'in 'Türkiye'de yaşayan yaklaşık altı milyon kişinin Arnavut kökenli olduğunu iddia ettiğinin dikkate alınması gerektiği' yorumunu yaparken, aynı ismin, "Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu'ndan miras kalan jeostratejik konumu nedeniyle, yakın jeopolitik ortamını, özellikle de Balkanlar, Kuzey Afrika, Orta Doğu, Karadeniz bölgesi, Kafkaslar ve Orta Doğu'daki olayları etkilemekte ve onlardan etkilenmektedir. Bu nedenle Türkiye'nin 2010 yılına kadar bu bölgelere yönelik net bir yumuşak güç politikası vardı ve burada Macaristan'ın da gözlemci olduğu Türk Devletleri Teşkilatı girişimi öne çıkıyor" yorumunu paylaşıyor.


Yazara göre Ivan Miletiç, Türkiye'nin Amerika ile Rusya, Avrupa ile Orta Doğu, Orta Asya ile Kuzey Afrika, Kafkaslar ve Balkanlar arasında bir köprü olarak konumlandıran, çevresine karşı barış ve istikrar stratejisine sahip bir politik tutum izlediğini kaydederken, "2010 yılında Arap Baharı'nın başlamasıyla birlikte Türkiye, bölgede ve Arap dünyasında nüfuzunu güçlendirmek için diktatörlük rejimlerine karşı isyancı kitlelerin yanında yer aldı. Ancak bu konumu onu Suriye ve Irak'taki çatışmalara sürükledi. Sonuç olarak Türkiye, bu ülkelerde şu anda 150'den fazla askeri karakol, üs, kamp ve kışla bulunduruyor. Böylece Arap Baharı, yumuşak güçten vazgeçerek tamamen sert güç politikasına yönelen Türkiye'nin dış politika stratejisinde bir dönüm noktası oldu. Türkiye artık Libya, Somali, Katar ve Sudan'da askeri üslerin yanı sıra Suriye ve Irak'ta mevcut askeri altyapıya sahipken, Balkanlar'daki askeri gücünü Arnavutluk, Kosova ve Bosna'ya yansıtmak için NATO paktındaki varlığını kullanıyor" iddiasını öne sürüyor.

ree

Ve yazar sonunda sadede geliyor. Türkiye'nin Sırbistan ile ilişkilerine nifak sokmak hedefli yazı, yine Ivan Miletiç'e ait cümlelerin yer aldığı 'Sırbistan'a Yönelik Düşmanca Politika' ara başlığı altında şöyle devam ediyor:


"NATO ile Rusya arasında artan gerilim, Türkiye'ye NATO'nun güney kanadında önemli bir stratejik önem kazandırıyor ve bu sayede, halihazırda Rusya sınırında, Romanya'da konuşlanmış olan kuvvetlerin arka tarafını güvence altına almak için Balkanlar'da daha fazla askeri nüfuz müzakere etme fırsatı da sağlıyor. Deniz platformlarını kullanarak askeri gücü tek taraflı olarak yansıtma yeteneği, NATO'nun kuvvetlerini Rusya'nın yarattığı zorluklara odaklaması gerekse bile, kuvvetlerini Balkanlar'da yeni bir jandarma olarak yönlendirmesine olanak tanıyacaktır. Arnavut ordusunun yanı sıra Bosna-Hersek'teki güvenlik güçleri ve Kosova'daki KSF ile entegrasyon ve taktiksel koordinasyon."

ree

Yazıda Belgrad Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden Profesör Dragana Mitroviç'in de Türkiye'nin Sırbistan Cumhuriyeti'ne sözde Türkiye'nin Sırbistan'a düşmanca bir tavır sergilediği yönündeki beyanatları yer alıyor. Mitroviç'in ifadeleri de 'tahrik' ve 'düşmanlık dolu şu sözlerden oluşuyor:

"Türkiye, amacı Kosova'daki Sırp nüfusu üzerinde terör oluşturmak ve Sırp ordusuyla çatışmaya hazırlık yapmak olan Sırp topraklarının işgal altındaki kısmında bir oluşumu silahlandırma hakkını kendisine verdi. Türkiye cumhurbaşkanının İsrail başbakanını Hitler, Karadziç ve Miloseviç'e benzettiği son sözlü çıkışı, politikasının tüm dar görüşlülüğünü ve kötülüğünü, devletimize ve halkımıza karşı büyük düşmanlığını ve kendi politikasını yansıtma niyetini gösteriyor. Eğer Sırbistan ile iyi ilişkiler sürdürmek istiyorsa pusulasını bulması ve ilişkilerde akıl, nezaket ve yapıcılık yoluna dönmesi gerekecek."



Comments


bottom of page