top of page

Yunan'ın 'Türk Düşmanlığı' Eğitim Politikası Gereği

Türkiye'nin 'Mavi Vatan' kavramını eğitim müfredatına almasından dolayı rahatsız olan Yunanistan ve Güney Kıbrıs, yıllardır nesillerini 'Türkiye ve Türk' nefretiyle yetiştiriyor.


Yunan tarih ders kitaplarında yer alan bilgiler analiz edildiğinde bazı tarihi olaylara bilimsellikten uzak daha çok ideolojik bakış açısıyla yaklaşıldığı görülmektedir.

Yunan ders kitaplarında, Avrupa’da yaygın bir kanı olan “İslam’ın kılıcı” imajından soyut düşünülmemektedir.


“Türk demek Müslüman demektir” algısı Yunanistan’daki güncel tarih kitaplarında da geçerliliğini korumaktadır. Turkokratia,Yunanlara göre; "Yunan ulusunun kendi topraklarında yaşarken Türkler tarafından zorla egemenlik altına alındığı, kötülük, mutsuzluk ve gerilikten başka bir şey yaşatılmadığı kölelik yıllarıdır."

Yunanistan'da ilkokul müfredatına kadar inen Türk nefreti ve canavar Türkler söylemleri, her geçen gün artıyor. Okul, kilise, kışla fark etmeksizin Türk karşıtlığı kamusal alanda kendini gösteriyor.


"DÜŞMANLIĞI KÖRÜKLEYEN YUNAN IRKÇILIĞI İLKOKULDAN BAŞLIYOR"

Yunanistan’da birinci, orta ve yükseköğretimde ders kitaplarında, ısrarlı Türk düşmanlığı çabaları göze çarpıyor. İlköğretim okullarında İstanbul’dan "Konstantinopolis" olarak bahsedilirken, ders kitaplarına "İstanbul diye bir yer olmadığı" sözleri eklendi.

Ders kitaplarında yer alan haritalarda, İzmir ve İstanbul dahil tüm Trakya Yunan toprakları ile tıpkı renkte gösteriliyor. Ders kitabında, “İslâm hukukuna nazaran fethedilen toprakların sakinlerinin İslamlaşma ve katliam ortasında seçimi vardı” yalanı dillendirilerek, Osmanlı’nın Rum halkını zorla Müslümanlaştırdığı tez ediliyor. Müslüman olmayanların ise katledildiği öne sürülüyor.


"CANAVAR TÜRKLER"

Öte yandan, Yunanistan'da bir lise kitabında ise İstanbul’u fetheden Türklerden "canavarlar" olarak söz ediliyor.

Bir diğer ders kitabında ise İstanbul’un düşmesinden felaket ve yas günü olarak bahsedilerek “Şehir militanları teslim oldu. Katliam ve yağma üç gün sürdü” üzere cümlelerle Türk düşmanlığı körükleniyor.

1821 Mora Adası isyanı ile başlayan süreç, Yunanlar için devrim olarak adlandırılıyor. Sonrasında Avrupa Devletleri’nin de desteğiyle 1830’da Osmanlı Devleti’nden ayrılıp 1453 yılından bu yana bitmeyen 'Bizans' kinlerini yaşatmaya devam ediyorlar.

a İnabahtı Savaşında Türklerin yenilgisi sonrasında

İnebahtı Savaşı'nda Türklerin yenilmesinin Rumlara ve Balkanlardaki diğer halklara umut olduğu, Avrupa’da kurtuluş çabalarını güçlendirmek amacıyla bölgelerinde Rum kiliselerini arttırdıkları bilgilerine yer veriliyor.


Kilise, okul ve kışlalardaki Türk düşmanlığı körüklenirken; Batı Trakya'daki Müslüman Türk azınlığın okullarının kapatıldığı biliniyor. Geçtiğimiz yıllarda Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos'tan küstahça "Kıbrıslı Türkler, Rumlarla aynı haklara sahip değil" açıklamasını yapmıştı.


Söz konusu, ders kitaplarında yer alan yer alan görsellerde, Osmanlı Devletinin aşağılandığı görülüyor.

"Osmanlı İmparatorluğu'nun Yıkılışı Döneminden..."

1974 kıbrıs olaylarını ise sadece Türklerin adaya asker çıkarması olarak gösterip EOKA ve Rumların katliamlarına dair bir satır bulamıyorsunuz.


MEGALO İDEA HAYALİ !

Megalo İdea’nın amacı İstanbul başkent olmak üzere, Bizans İmparatorluğunu

en geniş sınırlarıyla dirilterek Yakın Doğu’da büyük bir Yunanistan kurmak idi.

Oysa Yunanların, bütün sınırlarıyla diriltmek istedikleri, kendilerini vârisi saydıkları

Bizans’la ne tarih, ne soy (ırk) ve ne de medeniyet bakımından hiçbir ilgileri bulunmamaktadır (Süreyya Şahin, Fener Patrikhânesi ve Türkiye, Ötüken yay., İstanbul 1996, s.164;NurettinTürsan, a.g.e., s. 18.)


Bu ifadenin doğruluğu tarihi gerçeklerle bilinmesine rağmen Yunanlar tarafından bu düşünce benimsenmiş ve kendilerine hedefler belirlemişlerdir. Hedefleri ise şu şekildedir:


- Yunan milletinin tam bağımsızlığının sağlanması

- Batı Trakya ve Selanik ‘in Yunanistan’a ilhakı

- Ege Adalarının Yunanistan’a ilhakı

- Oniki Ada’nın Yunanistan’a ilhakı

- Batı Anadolu’nun Yunanistan’a ilhakı

- Pontus Rum Hükümetinin kurulması

- Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı

- İmroz ve Bozcaada’nın Yunanistan’a ilhakı

- İstanbul’un işgal edilerek Doğu Roma İmparatorluğunun ihya olmasını

sağlamaktır. (Oğuz Kalelioğlu, “Türk – Yunan İlişkileri ve Megali İdea”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, S.41, Mayıs 2008, s.108-109)


Batıdaki olumsuz Türk algısının geçmişi oldukça eskiye dayanmaktadır.

Kökleri Hun hükümdarı Attila’ya kadar uzanan bu korku, değişik zamanlarda ve

türlü sebeplerle ortaya çıkan bir mahiyet gösterir. Türk korkusunun önemli sebeplerinden biri de İstanbul’un fethiyle Hristiyan dünyasında yaşanan travmadır.


Kaynak: Bilgiler çeşitli kaynakların yanı sıra ağırlıklı olarak Mustafa KIRAN tarafından hazırlanan, 2014 tarihli "Yunan Ortaöğretim Tarih Ders Kitaplarında Türk ve Türkiye İmajı Üzerine Bir Araştırma" isimli Yüksek Lisans Tezi ve tezin kaynaklarından derlenmiştir. (https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/297274)


Aşağıdaki fotoğraflar; Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) tarafından düzenlenen 2022 yılında düzenlenen "Yunanistan Tarafından Anadolu’da İşlenen İnsanlık Suçları- İŞGALCİ MAĞDUR OLABİLİR Mİ?" sempozyum bildirgesinden alınmıştır.



bottom of page