top of page

Yunanistan'dan Kısmi Sağduyulu Sesler de Çıkıyor

Yunanistan Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IDIS) İcra Direktörü Ino Afentouli, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ziyaretlerin sıklaşması gerektiğini belirterek, problemlerin ancak diyalog yoluyla aşılabileceğini söyledi.



Yunanistan'da yayın yapan internet sitesi InGR'de yer alan bir röportajda, Ino Afentouli, Başbakan Kiriakos Miçotakis'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağı görüşme öncesinde değerlendirmeler yaptı. Ino Afentouli, iki ülke arasında son yıllarda karşılıklı bir sükunetin bulunduğu ve iki ülke yetkililerinin karşılıklı yararlar sağlanacağına inanarak ortamı geliştirme konusunda adımlar attıklarını kaydetti. Her iki ülke liderinin 'görme ve yapma' pratiğini henüz benimsemediğini ve 'görmek ve yapmak yok' prensibiyle ilerlediğini öne süren Ino Afentouli, "İki ülke liderleri gerginliğin iki ülkenin yararına olmadığı ve daha somut adımlar atılmadan önce bir sakinlik döneminin yaşanması gerektiği görüşünde birleşiyorlar. Bu açıdan bakıldığında Yunanistan Başbakanı'nın Türkiye ziyareti son derece faydalı olup, iki ülke ilişkilerinin normale dönmesi için karşılıklı ziyaretlerin alışkanlık haline getirilmesi gerekmektedir" ifadelerini kullandı.


Yunanistan Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IDIS) İcra Direktörü Ino Afentouli, iki ülke arasındaki farklılıkların üstesinden gelmek ve işbirliğini geliştirmek için, karşılıklı anlayış olmasa da 'egemenlik, her ülkenin toprak bütünlüğü ve bunlardan doğan haklar' gibi temel gerçekleri kabul etmesi gerektiğini vurguladı.


YUNAN POLİTİKALARININ İPUÇLARI

Afentouli, açıklamasının devamında Avrupa Birliği'nin 'uluslarüstü bir oluşum olduğu' vurgusunu da hatırlatarak, "Ulusal farklılıkları ortak çıkarlara yönelik ulusötesi eylemler yoluyla aşmayı amaçlayan bir Avrupa reçetesi olan olumlu bir gündemin geliştirilmesi, ulusal varlığımızın temel unsurları sorgulanırsa başarılı olamaz. İki taraf, etkili olabilmesi için her ikisine de teşvikler sunması gereken bir model benimseyerek anlaşmazlığın özü konusunda anlaşmazlığa düştü. Bunlar ne olabilir? Türkiye için Avrupa Birliği ile daha iyi bir ilişki olasılığı var mı? Bu aşamada gerçekçi değil. Enerji rezervlerinden yararlanma olasılığı? Piyasa tahminlerine göre de gerçekçi görünmüyor. Bu nedenle havuç mevcut değildir. Peki kırbaç kalır mı? Bu her iki taraf için de kaçınılması gereken kötü bir senaryodur. Diyalog da bu fırsatı sunuyor" dedi.


Yunan akademisyen, deniz yetki alanlarının görüşülmesiyle ilgili konuyla ilgili ise, "Böyle bir şeyin şartlarının oluştuğuna dair bir emare yok. Barış içinde bir arada yaşama kültürünü oluşturabilecek işbirliği alanları var. Henüz o noktaya gelmedik ve önemli bir fark var:

Yunanistan statükocu bir ülke, Türkiye ise revizyonist. Koşullar lehinde olursa verileri bozma yoluna gidebilir. "Türkiye'nin Yüzyılı" fikrini geliştiriyor ve bunu sadece imajını yükseltmek için yapmıyor. Onu yöneten çoğunluk buna derinden inanıyor" cümleleriyle yine de bir Yunan yaklaşımıyla röportajını noktaladı.



bottom of page