top of page

'Gömün' Bu Uçakları !!!

 

İlter Sağırsoy - Harbi Strateji


"-Gömülecek…

-Ama müdürüm, nasıl gömelim!

-Gömün ...

-Müdürüm !

-Emir Ankara’dan geldi, kesinlikle gömülecek.

-Yapamam müdürüm, içim kan ağlıyor. Bunlar bizim ülkemizin geleceği.

-Biliyorum ama emir böyle, GÖ-MÜ-LE-CEK!

-Peki müdürüm."

           

O dönem fabrikada bu üretimi yapan çalışanlardan biri olan, Ali Ateş anlatıyor bu diyaloğu.  Bizatihi yaşamış Ali Ateş usta, o yılları ve bu kahredici anı. Yani ondan, bundan duyum değil bizzat, 30 hangar dolusu, üretimde kullanılması gereken, gıcır, gıcır yepyeni  uçak parçalarının,  toprağa gömülüş hikayesinin, canlı tanığı, Ali Ateş usta.

 

1925’te Atatürk’ün emriyle kurulan, Kayseri Tayyare Fabrikası 1949’da, Atatürk’ün silah arkadaşı, o dönemin Milli Şef’i olarak adlandırılan  İnönü döneminde kapattırıldı. Ne için ? Amerika’dan  alınacak Marshall yardımı karşılığı, yine ABD ile yapılan anlaşma gereği, kapatılmaktan beter edilip bildiğiniz tamirhaneye dönüştürülmüş.

 

“Amerika Onaylı Kilit”

Oysa 1925’de kurulmuş ve çeşitli badireler atlattıktan sonra tamamen milli ve yerli olan Kayseri Tayyare Fabrikası tezgahlarında, kapatılana kadar, 200‘den fazla dönemin savaş uçağı ve avcı uçağı olarak bilinen, uçaklardan üretilmiş, hatta ihraç edilmiş, bir tanesi de, Atatürk tarafından önce gezdirilmiş sonra da gezdiği uçak, dönemin İran Devlet Başkanı Ziya Ül Hak’a hediye edilmiş. Ve bu uçaklardan biri de halen Türk Hava Kuvvetleri’ne ait İstanbul’daki  Havacılık Müzesi’nde, tarihi notuyla, adıyla sanıyla, nerede nasıl üretildiği bilgileriyle, sergileniyor.

 

İşte o uçakların üretildiği Kayseri Tayyare Fabrikası’nda uçak üretimi durdurulmuş ve bunu da, Amerikalı 4 subay gelip tespit edip, tutanakla resmi yazıya bağlamışlar. Ve sonrasında, Amerika’dan  Marshall yardımı alınmış.Alınan yardımların da yine yarısı, anlaşma hükümlerine göre,   Amerika’dan alınacak askeri malzemeye ödenmiş. (Yani ABD bir eliyle vermiş, iki eliyle geriye almış.)

 

1949’da Amerika’nın “borç verme karşılığı” kapattırdığı Kayseri Uçak Fabrikası’nın, o günkü teknoloji ve üretim tezgahları, bugüne kadar geliştirilerek gelseydi, bugün dünya lideri olması işten bile değildi. Bunu ben değil, bizzat o yıllarda bu fabrikada çalışan ustalar söylüyor, çoğu hala hayatta…

Ve bunların görüntülü kayıtları da var.

 

“Ölü Gömer Gibi Gömdük…”

Ve işte onlardan biri, Ali Ateş usta  anlatıyor, yıl 1949, yer Kayseri Tayyare Fabrikası

“İçim kan ağlaya ağlaya 30 hangar dolusu yepyeni, daha kullanılmamış uçak üretim araç ve gereçlerini, malzemelerini tek tek sandıklarından çıkarıp kazılan çukurlara ölü gömer gibi gömdük. Gömdüğümüz uçak parçaları değil âdeta ülkemin gelecekteki hava gücü hâkimiyetinin parçalarıydı. Yazıklar olsun dedim içinden ve kahrola kahrola bu parçaları gömdük.”

 

Ali Ateş ile fabrika müdürü arasında geçen bu hüzünlü konuşma, Mustafa Kemal Atatürk tarafından başlatılan millî sanayi ve kalkınma hamlelerinden en önemlilerinden birinin dibine, dinamit koyup yok eden bir  ihanet anlaşmasının ibretlik  utanç vesikası olarak tarihte yerini aldı.

 

Bu arada şunu da hatırlatayım unutmadan,  ABD  Marshall yardımını Türkiye’ye iki şartla  vermişti:

1- 137 milyon dolarlık hibe karşılığında Türkiye’ye 73 milyon dolarlık askerî malzeme satacaktı.

2- Türkiye ağır sanayi ve silah sanayi  kurmayacak, var olanlar da kapatılacaktı.

 

Bu ihanet sözleşmesinin hemen ardından, Atatürk’ün dünya devi olması amacıyla kurdurduğu ve “göz bebeğim” dediği Kayseri Tayyare Fabrikası kapatılmış ve Amerika göz boyamak ve İnönü’yü de ülke içindeki eleştirilere karşı korumak adına da,  ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’nda kullanıp ıskartaya çıkardığı çöp uçakları satmıştı Türkiye’ye, “askerî malzeme” niyetine. (Verdiği Marshall yardımının yarısını da bu sayede geri almıştı ABD.)


 

“Atatürk: “En Yeni Teknolojileri Getirmedikçe Bağımlılıktan Kurtulamayız”

Kayseri Tayyare Fabrikası’nın temelleri atılırken, Mustafa Kemal ne demişti:

"Eskimiş teknolojileri değil, en yeni teknolojileri ülkeye getirmediğimiz sürece yabancı ülkelere bağımlı olmaktan kurtulamayız."


Türkiye, 1949’dan sonra devam eden, bu ve benzeri olaylarda, (aynısı Devrim otomobiline de yapılmıştı) milli ve yerlilik manasında, hep ayağında Amerika ya da Avrupalı “dost” ülkeler tarafından bağlanan, zincirle dolaştırıldı dünya arenalarında.


Ta ki, yakın zamana kadar...!


Ta ki, Erdoğan’ın başlattığı ve yüzde 15’lerden, yüzde 75-80’lere çıkarılan yerli ve milli silah ve uçak sanayimizin, ülkemizin gururu olmasına kadar  !

 

Lakin, o yıllara dair, asıl bilinmesi gereken Alman Junkers firması ile başlayan kuruluş süreci çeşitli aşamalardan geçtikten sonra 1931 yılında tamamen Millî Savunma Bakanlığına devredilen Kayseri Tayyare Fabrikasının yüzlerce uçak ürettiği gerçeği ! 


Kuruluşu 1924-25 tarihinden başlayan Kayseri Tayyare Fabrikasının tekmil hikâyesini ve o dönem oynanan sinsi oyunun tamamına ait gelişmeleri, belgeleri ve buna dayalı bilgilerin yer aldığı GÖMÜN adlı kitabımda okuyabilirsiniz.

 

 

"Düdüklü Tencere Hammaddesi; Uçak!"

Tekrar gömülen uçak parçalarına dönecek olursak, gömülen uçak malzemeleri ve yedek parçalarına ne oldu biliyor musunuz ?


Şimdi sıkı durun...!


O en kaliteli çelikten üretilmiş, uçak  yedek parçaları, Kayseri sanayisine hurda niyetine satıldı. Ve bu hurdalardan da, çok kaliteli ve piyasaya çıktığı andan itibaren, yok satan düdüklü tencereler yapıldı, hem de onbinlerce.


Türkiye bir tarafta  uçak yedek parçalarından, düdüklü tencere üreten ilk ülke olarak tarihe geçerken, kendi uçağımızı üretmek yerine, ABD’nin uçaklarını satın aldığımızda başımıza ne geleceğini ise ileri ki yıllarda, hâlâ hava ikmal ve bakım atölyesinde çalışmakta olan işçiler şöyle anlatmıştı:

“Kıbrıs Barış Harekâtı’nda ABD onay almadan benim verdiğim uçakları kullandınız diyerek ambargo uyguladı. ABD’den yedek malzeme akışı derhâl kesildi. Filoda 100 uçak vardı ama biz 20’sini bile uçuramıyorduk. İşte, yıllar önce uçaklarımızı toprağın altına gömdüğümüzde aslında neleri gömdüğümüzü bir kez daha anladık.”

 

"Kayseri Tayyare Fabrikası’ndan KAAN ve Kızılelma'ya !"

 HÜRJET, ATAKLAR, ROKETLER, FÜZELER, İHALAR , SİHA'lar derken şimdi Milli Savunma sanayimiz insansız milli muharebe uçağımız olan KAAN için güç birliği yaptı. Baykar Teknoloji Kızılelma'yı üretti. Her iki yeni nesil teknoloji ürününün Türk Hava Kuvvetleri’mizin envanterine girmesi için mühendislerimiz, emekçilerimiz gece gündüz mesaide.


Yıllar öncesi, dışa bağımlı hale getirilmiş yani köleleştirilmiş karanlık zihniyetlerin, sırf iktidarda kalabilmek uğruna, ülkemize verdiği zararları bugün de çok daha iyi anlıyoruz.

 

Ve diyorum ki;

Ya herrü ya merrü !


Yani sonuç ne olursa olsun;

'Ölümüne yerli, ölümüne milli !'

 

Başka ne için yaşar ki insan, zaten !  (Ülkeyi nefsi ihtiras ve iktidar şehvetine kurban etmek duygusuyla yaşan hainler hariç.)


Dünün kapatılan Tayyare Fabrikası  bugün KAAN’a dönüştü ve dahası da var.


Bu Türk milletinin bağımsızlığına ve milli duygularına olan düşkünlüğünün, yukarda da dediğim gibi ölümüne bağlılığının hikayesidir. Cin şişeden çıktı artık, geriye sokmaya kimsenin gücü yetmez.


Dünya 5’ten büyük,

İtirazı olan beri gelsin !


İlter Sağırsoy I 4 Mayıs 2024




KAYSERİ UÇAK FABRİKASI'NDAN TARİHİ RESİMLER:






bottom of page